AI Sanat Telifli mi? 2026’da Sanatçıların Bilmesi Gerekenler
Son Güncelleme: 2025-12-24 12:53:11

Midjourney, DALL·E veya Stable Diffusion ile görseller üretiyorsanız, muhtemelen “AI ile üretilen işler telif hakkıyla korunur mu?” sorusu aklınıza gelmiştir. Özellikle baskı satıyorsanız, portföy oluşturuyorsanız ya da birinin çalışmanızı kopyalamasından endişe ediyorsanız bu konu kritik önem taşır.
Yanıt net değil ve son iki yılda ciddi biçimde değişti. Bu rehber, son mahkeme kararları ve ABD Telif Ofisi’nin Ocak 2025’te yayımladığı en güncel rehber doğrultusunda, AI sanatında gerçekten hangi unsurların telif hakkına girebildiğini netleştiriyor.
Kısa Cevap
Yalnızca bir prompt girip görselin tamamen yapay zekâ tarafından üretildiği saf AI sanat eserleri, mevcut ABD yasalarına göre telif hakkıyla korunamaz.
Telif Ofisi bu konuda net: Telif hakkı için insan yaratıcılığı şart. Tek başına yazılan metin prompt’ları ise bu eşiği karşılamıyor.
İşin ilginç yanı da burada başlıyor. Sadece prompt yazmanın ötesine geçip seçim yapma, düzenleme, montaj, kurgu veya AI çıktılarıyla kendi özgün unsurlarını birleştirme gibi anlamlı bir yaratıcı emek ortaya koyduysan, bu insan katkıları telif hakkı kapsamında korunabilir.
Şöyle düşünün: Yapay zekânın ürettiği kısımlar tek başına korunmaz; ancak bunların üzerine sizin kattığınız yaratıcı dokunuşlar telif koruması kapsamına girebilir.
Neden Metin Promptları Tek Başına Yeterli Değil

Güncel AI sanat telif hakkı tartışmalarının belki de en çok kafa karıştıran kısmı burası — ve pek çok üreticiyi hazırlıksız yakalıyor. Kusursuz prompt’u yazmak için saatler harcayabilir, yüzlerce varyasyon deneyebilir, her kelimeyi ince ince ayarlayabilirsiniz; ancak buna rağmen Telif Ofisi, bunun telif koruması için yeterli olmadığını söylüyor.
Buradaki temel gerekçe kontrol ve öngörülebilirlik. Bir insan sanatçıya iş verdiğinizde ve ne istediğinizi ayrıntılı şekilde anlattığınızda bile, kompozisyon, renk, stil, ışık ve uygulama gibi sayısız yaratıcı kararı sanatçının kendisi verir. Siz fikri yönlendirirsiniz; ortaya çıkan ifadeyi ise sanatçı üretir.
Telif Ofisi, yapay zekâ araçlarını benzer şekilde değerlendiriyor. Ocak 2025’te yayımladıkları AI teliflenebilirliği raporunda açıkça şunu belirtiyorlar: “Yalnızca prompt’lar, bir AI sisteminin çıktısında kullanıcıyı yazar saymak için yeterli insan kontrolü sağlamaz.” 500 kelimelik bir prompt yazsanız bile, konsepti görsele dönüştürürken asıl yaratıcı kararları veren taraf hâlâ yapay zekâdır.
Kullandıkları benzetme durumu netleştiriyor: Siz daha çok yön veren bir müşteri gibisiniz, eseri fiilen üreten sanatçı değil. Telif hukuku da zaten her zaman fikri ortaya atan kişiyle, o fikri somut bir ifadeye dönüştüren kişiyi birbirinden ayırır.
Théâtre D'opéra Spatial Davası
Jason Allen bunu acı bir şekilde tecrübe etti. Midjourney kullanarak ürettiği AI görseli, 2022 Colorado State Fair güzel sanatlar yarışmasında birincilik kazandı. Eserin yapay zekâ ile üretildiğinin ortaya çıkmasıyla olay ülke genelinde yankı uyandırdı. Allen, çalışmaya ciddi emek vermişti: 600’den fazla farklı prompt denemiş, yaklaşımını haftalar boyunca ince ince geliştirmişti.
Telif tescili için başvurduğunda, Telif Ofisi Eylül 2023’te başvuruyu reddetti. Kapsamlı bir prompt hazırlama süreci yürütmüş olsa da, nihai çıktı üzerinde yeterli yaratıcı kontrol kurmadığına karar verildi. Görsellerin nasıl şekilleneceğine dair asıl yaratıcı kararları yapay zekânın verdiği kabul edildi.
Bu dava, Telif Ofisi’nin yaklaşımını netleştirdi: Ne kadar gelişmiş olursa olsun, tek başına prompt yazmak yeterli kabul edilmiyor.
Gerçekte Teliflenebilir Olan Nedir

Peki saf AI çıktıları teliflenemiyorsa, hangi durumlar telif alır? Son dönemdeki Telif Ofisi kararları ve tescillerine bakıldığında, AI destekli sanatın telif koruması alabildiği birkaç senaryo olduğu görülüyor.
İnsan Tarafından Seçim ve Düzenleme
İlk emsal karar Şubat 2023’te Kris Kashtanova’nın grafik romanı Zarya of the Dawn ile geldi. Kashtanova, romanın görsellerini Midjourney kullanarak üretmiş ve başlangıçta eserin tamamı için telif kaydı almıştı. Ancak Telif Ofisi, yapay zekâ kullanımından haberdar olunca dosyayı yeniden ve daha ayrıntılı şekilde incelemeye aldı.
Sonuç oldukça netti: Kashtanova, tamamen insan tarafından yazılan metinlerin telifini ve metin ile görsellerin birlikte nasıl seçildiği, koordine edildiği ve düzenlendiği kurgunun telifini elinde tuttu. Ancak tek tek AI tarafından üretilen görsellerin kendisi? Teliflenebilir sayılmadı.
Bu, önemli bir ilkeyi netleştirdi: İster bir grafik roman gibi daha büyük bir çalışmada, ister tek bir kompozisyon içinde olsun, birden fazla AI üretimi unsuru seçip düzenliyorsanız, bu süreçte yaptığınız yaratıcı tercihler telif korumasına girebilir. Teliflenen şey AI çıktılarının kendisi değil, onları bir araya getirirken oluşturduğunuz özgün derleme ve düzenlemedir.
Önemli Ölçüde İnsan Müdahalesi
Telif Ofisi ayrıca, yapay zekâ tarafından üretilen bir içeriği alıp üzerinde kapsamlı değişiklikler yaparsanız, bu değişikliklerin telif hakkı kapsamına girebileceğini belirtiyor. Ancak burada küçük dokunuşlar ya da basit filtreler kastedilmiyor. Söz konusu olan; sizin kişisel sanatsal yorumunuzu ve yaratıcı kararlarınızı açıkça yansıtan, anlamlı ve özgün müdahaleler.
Uygulamada bu, şu anlama gelebilir:
- Yapay zekâ ile üretilmiş bir görseli alıp büyük ölçüde üzerinden boyamak veya ana unsurlarını yeniden çizmek
- AI çıktısını bir başlangıç noktası olarak kullanıp kompozisyonu, stili ya da anlatımı kökten değiştiren yaratıcı kararlar almak
- Birden fazla AI unsurunu, yoğun manuel düzenleme ve müdahaleyle birleştirerek gerçekten yeni bir eser ortaya koymak
Telif Ofisi’nin sorduğu temel soru şu: Ortaya çıkan nihai eserin ifade biçimini belirleyen yaratıcı kararları bir insan mı aldı, yoksa bu kararları yapay zekâ mı verdi? Eğer yapay zekânın nerede bittiği ve sizin katkınızın nerede başladığı net değilse ama insan katkısı açıkça kayda değer düzeydeyse, telif hakkı açısından çok daha güçlü bir zemindesiniz demektir.
İnsan Yaratımında Bir Araç Olarak Yapay Zekâ
Bu, telif hakkı korumasına giden en net yoldur. Yapay zekâyı Photoshop ya da dijital bir fırça gibi, ağırlıklı olarak insan yaratıcılığına dayanan bir üretim sürecinde araçlardan biri olarak kullanırsanız, ortaya çıkan eseriniz tamamen telifli olabilir.
Diyelim ki bir karakteri elle eskizlediniz, taradınız; doku üretimi ya da renk paleti denemeleri için bir AI aracından yararlandınız ve son render’ı manuel dijital boyamayla kendiniz tamamladınız. Bu senaryoda AI’nin katkısı yaratıcı sürecinizin küçük bir parçasıdır. Eserin sahibi sizsiniz; tıpkı Photoshop kullanmanızın durumu değiştirmemesi gibi, AI’dan destek almış olmanız da bunu değiştirmez.
Telif Ofisi, insan katkısının açık ve kayda değer olduğu durumlarda, AI ile üretilmiş unsurlar içeren yüzlerce eseri tescil etti. Buradaki temel ölçüt, ortaya çıkan nihai eserde insanın yaratıcı kontrolünün ne kadar güçlü ve belirleyici olduğudur.
Emsal Niteliğindeki Mahkeme Kararı: Thaler v. Perlmutter
Mart 2025’te, ABD D.C. Temyiz Mahkemesi yapay zekâ eser sahipliği konusunda uzun süre referans alınacak bir karar verdi. Dr. Stephen Thaler, “Creativity Machine” adlı bir yapay zekâ sistemi geliştirmişti ve bu sistem “A Recent Entrance to Paradise” adlı bir görsel üretmişti. Thaler, telif başvurusunda eserin tek yazarı olarak yapay zekâyı göstermiş, kendisini ise hak sahibi (claimant) olarak belirtmişti.
Telif Ofisi başvuruyu reddetti ve Thaler dava açtı. Dosya mahkemelerde ilerledi ve Mart 2025’te temyiz mahkemesi, telif hukukunun temel şartının insan yazarlığı olduğunu bir kez daha teyit etti. Yapay zekâ sistemleri yazar sayılmaz — nokta.
Mahkemenin gerekçesi netti: Kongre, telif hakkını insan yaratıcılığını teşvik etmek için tasarladı. Makinelerin üretmek için teşviğe ihtiyacı yok. Anayasal dayanak olan Telif Hakkı Maddesi “Yazarlar”dan söz eder ve bu ifade tutarlı biçimde insanlar olarak yorumlanmıştır. Yapay zekâyı yazar olarak kabul etmek ise, Kongre’nin hiç öngörmediği şekilde telif hukukunu kökten değiştirmek anlamına gelir.
Bu karar, geriye kalan tüm belirsizlikleri ortadan kaldırıyor: Mevcut hukuka göre yapay zekâ bir “yazar” sayılmaz. Telif hakkı için insan gerekir.
AI Sanatını Satabilir misiniz?

Gelelim işin pratik tarafına. Evet, AI ile üretilen görselleri satabilirsiniz. Yapay zekâ araçlarıyla oluşturulan görsellerin satışını yasaklayan bir kanun yok. Bugün pek çok kişi AI sanatını baskı olarak, ürünlerin üzerinde, NFT şeklinde ve farklı kanallar üzerinden başarıyla satıyor.
Ancak kritik nokta şu: Eğer eseriniz kayda değer bir insan katkısı olmadan, tamamen AI çıktısıysa telif hakkıyla korunamaz. Bu da başkalarının görselinizi kopyalamasını ya da çok benzerini üretmesini hukuken engelleyemeyeceğiniz anlamına gelir.
Şöyle düşünün: Fiziksel baskıyı ya da dosyanın kendisini satabilirsiniz; ancak başkalarının aynı prompt’u kullanarak benzer bir görsel üretmesini ya da AI ile üretilmiş çalışmanızı birebir kopyalamasını engelleyemezsiniz. Eser telif koruması altında olmadığı için, telif hukuku kapsamında başvurabileceğiniz bir yasal yol da yoktur.
Bu durum piyasada ilginç bir denge yaratıyor. Rekabet avantajınız; ilk hareket eden olmaktan, pazarlama ve marka gücünüzden, tutarlı şekilde kaliteli işler üretebilme becerinizden gelir. Telif yoluyla sağlanan bir yasal tekelden değil.
Platform Politikaları Belirleyicidir
Farklı satış platformlarının AI içeriklere dair kuralları farklıdır ve bu kurallar temel telif hukukundan bile daha katıdır:
Etsy bu konuda net bir duruş sergiliyor. Pazaryerindeki ürünlerde insan yaratıcılığı şart. Hiçbir değişiklik yapılmadan sunulan doğrudan AI çıktıları politikalarına aykırı. Yani mutlaka bir katkı eklemeniz gerekiyor: AI üretimini kendi çiziminizle birleştirmek, kapsamlı düzenlemeler yapmak ya da AI’yı daha geniş bir el yapımı üretim sürecinin parçası olarak kullanmak gibi.
Redbubble ve Printful gibi print on demand hizmetleri genelde AI ile üretilmiş görsellere izin verir. Ancak kullandığınız modelin eğitiminde yer alan veriler üzerinde kullanım hakkınız olduğundan emin olmanız gerekir. Bu, söylendiğinden daha zor olabilir; çünkü çoğu AI aracı eğitim verilerini açıkça paylaşmaz. Pratikte en güvenli yaklaşım şudur: Telifli karakterleri ya da belirli sanatçıların ayırt edici stillerini bariz şekilde taklit eden görseller üretmekten kaçının.
NFT pazar yerleri OpenSea gibi platformlarda AI ile üretilen sanat eserleri yasaklanmış değil. Ancak çalışmaların AI tarafından üretildiğinin açıkça belirtilmesi yönünde artan bir beklenti var. NFT topluluğu özgünlük ve kaynağa büyük önem verdiği için, yasal zorunluluk olsun ya da olmasın, yaratım süreciniz konusunda şeffaf olmak her zaman iyi bir yaklaşım olarak görülüyor.
AI Platformlarından Ticari Kullanım Hakları
Bu noktada, telif hukuku kadar kullandığınız AI aracının hizmet şartları da belirleyicidir. Örneğin Midjourney, ücretli abonelere ticari kullanım hakkı tanırken ücretsiz deneme kullanıcılarına bu hakkı vermez. Aylık 10 $ ve üzeri bir plandaysanız ürettiğiniz görselleri ticari amaçla kullanabilirsiniz. Yine de şartları mutlaka dikkatle okuyun; zaman içinde değişebilirler.
OpenAI’nin DALL·E aracı, ücretli kullanıcılara ticari kullanım hakkı tanır. Ürettiğiniz görselleri ürünlerde, pazarlama çalışmalarında veya diğer ticari amaçlarla kullanabilirsiniz. Oluşturduğunuz görsellerin hakları size devredilir.
Stable Diffusion, genellikle ticari kullanıma izin veren açık kaynak lisanslarıyla çalışır. Ancak geçerli koşullar; kullandığınız modele ve sistemi nerede/ nasıl çalıştırdığınıza göre değişebilir.
Önemli bir uyarı: Bu platformlar size kullanım hakları ve lisanslar verebilir; ancak federal hukukta tanınmayan bir durum için telif koruması yaratamazlar. Bu, tamamen ayrı bir meseledir.
AI Sanatınızı Daha Teliflenebilir Hale Getirin

AI destekli sanat çalışmalarınız için telif hakkı koruması istiyorsanız, eserde anlamlı bir insan yaratıcılığı bulunduğunu göstermeniz gerekir. İşte pratik ve uygulanabilir yollar:
En net yaklaşım, AI’ı daha geniş bir yaratım sürecinin yalnızca bir aracı olarak kullanmaktır. Kendi eskizlerinizle veya fotoğraflarınızla başlayın. AI’dan öğeler, dokular ya da referanslar üretmesini isteyin. Ardından hepsini bir araya getirirken kapsamlı yaratıcı müdahalelerde bulunun; düzenleyin, dönüştürün ve son halini verin. Nihai sonucu ne kadar çok kişisel yaratıcı kararınız şekillendirirse, telif hakkı iddianız da o kadar güçlü olur.
Bir diğer yaklaşım derleme (compilation) yöntemidir. Birden fazla AI görseli üretin; ardından belirli öğeleri bilinçli bir şekilde seçip yeni bir kompozisyon halinde düzenleyin. Kendi özgün katkılarınızı ekleyin: metin, çerçeveler, elde çizilmiş dokunuşlar, fotoğrafik öğeler. Alttaki AI parçaları tek başına telifli olmasa bile, yapılan seçim ve düzenleme telif korumasına konu olabilir.
Bunu yapıyorsanız, belgelemek işinizi kurtarır. Katmanlı dosyalarınızı saklayın, çalışmanın ara sürümlerini kaydedin, yaratıcı kararlarınıza dair notlar tutun. Bir gün telif kaydı yapmanız gerekirse, bu yaratım sürecini gösteren kanıtlar son derece değerli olacaktır.
Temel ilke şu: İnsan katkısı kayda değer olmalı, yüzeysel değil. Sadece bir filtre uygulamak ya da ufak renk ayarları yapmak genellikle yeterli sayılmaz. Ancak kompozisyon kurma, düzenleme, özgün bir çalışmayla birleştirme ya da yaratıcı bir yerleştirme gibi kararlarla nihai ifadeyi gerçekten şekillendiriyorsanız, telif koruması için güçlü bir zemin oluşturursunuz.
Yapay Zekâ Destekli Çalışmalar için Telif Hakkı Tescili
Eğer ortaya koyduğunuz işte anlamlı düzeyde insan emeği ve yaratıcılığı varsa, bunu ABD Telif Ofisi’ne tescil ettirebilirsiniz. Ancak yapay zekânın sürece nasıl dahil olduğunu açık ve şeffaf şekilde belirtmeniz gerekir.
Kayıt başvurusunu doldururken (görsel sanatlar için Form VA), hangi bölümlerin insan tarafından üretildiğini, hangilerinin yapay zekâ çıktısı olduğunu net biçimde belirtmeniz gerekir. “Author Created” alanında yalnızca size ait katkıları yazın: duruma göre “seçim ve düzenleme”, “dijital boyama ve kompozisyon”, “fotoğrafik öğeler ve manuel düzenleme” gibi.
Başvuruda hak talebinizi sınırlandırabileceğiniz bir bölüm bulunur. Bu bölümde, yapay zekâ tarafından üretilen kısımları açıkça hariç tutarsınız. Örneğin: “Tescil, yapay zekâ tarafından üretilen arka plan öğelerini kapsamaz” gibi bir ifade kullanılır.
Telif Ofisi sizden ek bilgiler isteyebilir. Yaratım sürecinizi daha ayrıntılı anlatmanızı ya da hangi unsurların yapay zekâ tarafından üretildiğini netleştirmenizi sorabilirler. Bu oldukça normaldir. Amaçları, eserde insan yaratıcılığının ve emeğinin nerede devreye girdiğini anlamaktır.
Başvuruların sonuçlanması şu anda ortalama 3–10 ay sürüyor. Başvurunuz reddedilirse, yanıt verip açıklama yapma hakkınız oluyor. Birçok red kararı, yaratıcıların sürece kattıkları insan emeğini daha ayrıntılı belgelemeleriyle sonradan tersine çevrilebiliyor.
Pratik bir not: Telif Ofisi, bir görsele bakarak bunun AI ile üretilip üretilmediğini her zaman ayırt edemez. Ancak başvuru sırasında bunu doğru ve açık şekilde beyan etmek sizin sorumluluğunuzdur. Gerçeği sakladığınız sonradan ortaya çıkarsa, tesciliniz geçersiz sayılabilir.
Eğitim Verileri Meselesi
AI sanat üreticilerini yakından ilgilendiren paralel bir telif hakkı tartışması daha var: Yapay zekâ şirketlerinin modellerini telifli görsellerle eğitmesinin telif ihlali sayılıp sayılmadığı.
Şu anda mahkemelerde devam eden birkaç büyük dava var. Sanatçılar, eserlerini izin almadan eğitim verisi olarak kullandığı gerekçesiyle Stability AI’ye (Stable Diffusion’ın geliştiricisi) telif ihlali davası açtı. Getty Images da benzer bir dava yürütüyor; Stability AI’nin eğitim amacıyla milyonlarca telifli görselini izinsiz şekilde topladığını iddia ediyor.
AI şirketlerinin savunması büyük ölçüde adil kullanım ilkesine dayanıyor. Eğitimin dönüştürücü olduğunu; modelin kalıpları öğrendiğini, ancak özgün görselleri saklamadığını ya da yeniden üretmediğini savunuyorlar. Bunu da, bir insan sanatçının teknik öğrenmek için başka sanatçıların işlerini incelemesine benzetiyorlar.
Mahkemeler henüz bu konuda kesin bir karar vermiş değil. Ancak verilecek kararlar, AI sanat ekosistemini doğrudan etkileyecek. Eğer telifli eserlerle eğitim yapılması ihlal sayılırsa, AI şirketlerinin eğitim verileri için lisans alması ya da yalnızca kamu malı ve lisanslı içeriklerle çalışması gerekebilir. Bu da hangi AI araçlarının kullanılabildiğini ve nasıl çalıştıklarını kökten değiştirebilir.
Bu araçları kullanan üreticiler için pratik öneri şudur: Telifli karakterleri birebir yeniden üretmeyi ya da belirli sanatçıların ayırt edici tarzlarını taklit etmeyi açıkça hedefleyen prompt’lardan kaçının. “Spider Man” istemek ya da “in the style of [specific living artist]” demek, genel tarz tanımları kullanmaya kıyasla çok daha fazla hukuki risk yaratır.
Ülkelere Göre Farklılıklar
ABD hukuku, eser sahipliğinde insan katkısı şartını oldukça katı yorumlar; ancak diğer ülkelerde yaklaşımlar bu kadar net veya sert olmayabilir.
Birleşik Krallık telif hukuku, daha geniş bir koruma sunabilecek “bilgisayar tarafından üretilen eserler”e ilişkin hükümler içerir. Yasaya göre telif hakkı, “eserin oluşturulması için gerekli düzenlemeleri yapan kişi”ye aittir. Bu yaklaşım, AI aracını kullanan kişiye telif hakkı tanınabileceği anlamına gelebilir; ancak içtihatlar hâlâ şekillenmektedir.
Kanada, bazı vakalarda dikkat çekici bir yol izledi. Kanada Fikri Mülkiyet Ofisi, ABD’de telif hakkı reddedilen “SURYAST” adlı eseri tescil etti ve yapay zekâ sistemini insan yaratıcıyla birlikte ortak yazar olarak tanıdı. Bu, temelden farklı bir yaklaşımı temsil ediyor.
Çin’de bazı mahkeme kararları, insan katkısı kanıtlandığında yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerde telif hakkını tanıyabiliyor. Bu kararlar, katı bir “insan yazarlığı” tanımından ziyade, eserin özgün olup olmadığına odaklanıyor.
AB genel olarak, ABD’ye benzer şekilde insan yazarlığı şartını esas alır; ancak uygulamalar üye ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. AB’nin yakın zamanda yürürlüğe giren Yapay Zekâ Yasası ise telif hakkının ayrıntılarından çok, yapay zekâ sistemlerinin düzenlenmesine odaklanır.
AI sanatını uluslararası pazarlarda satıyor veya lisanslıyorsanız, telif hakkı durumu ülkeden ülkeye değişebilir. Bu nedenle, ciddi ticari girişimler için bir fikri mülkiyet avukatına danışmak önemli bir avantaj sağlayabilir.
Sırada Ne Var
Yapay zekâ sanatıyla ilgili hukuki çerçeve hâlâ şekilleniyor. ABD Telif Ofisi, Ocak 2025’te yaptığı açıklamada şu an için yeni bir yasaya ihtiyaç olmadığını; mevcut telif hakkı mevzuatının, AI ile ilgili soruları dava bazlı incelemeler ve mahkeme emsalleri üzerinden ele alabilecek durumda olduğunu belirtti.
Ancak Kongre bu konuya ilgi gösteriyor. Yapay zekâ ve telif hakkını ele alan birden fazla oturum yapıldı; mahkemelerin ya da Telif Ofisi’nin vakaya göre yaklaşımı yeterli netlik sağlamazsa yeni bir mevzuat gündeme gelebilir.
Teknoloji de hızla evriliyor. AI araçları daha gelişmiş hale gelip kullanıcıya çıktı üzerinde daha fazla kontrol sundukça, “araç” ile “yaratıcı” arasındaki sınır netleşebilir. Gelecekteki AI sistemleri, insan tarafından kullanılan birer araç oldukları konusunda hiçbir şüphe bırakmayacak kadar hassas kontrol imkânı sunabilir.
Sektörde de çözümler şekillenmeye başladı. Bazı platformlar, yaratıcı süreci ve insan katkısını doğrulamak için blokzincir tabanlı sistemleri test ediyor. AI tarafından üretilen içeriklerin tanımlanması ve filigranlanmasına yönelik teknik standartlar ise hâlen geliştirilme aşamasında.
Eğitim verileriyle ilgili davalar da tabloyu belirleyecek. Mahkemelerin adil kullanım ve eğitim konularında vereceği kararlara bağlı olarak, müzik platformlarının katalog lisanslayıp sanatçılara ödeme yapmasına benzer kolektif lisanslama modellerinin, eserleri AI sistemlerini eğitmekte kullanılan yaratıcıları tazmin edecek şekilde ortaya çıkması mümkün.
Şimdilik en güvenli yaklaşım, AI’yı insan yaratıcılığının yerine geçen bir unsur değil, yaratıcı sürecinizi güçlendiren bir araç olarak görmek. Nihai eseri ne kadar sizin kişisel seçimleriniz, düzenlemeleriniz ve yaratıcı dokunuşlarınız şekillendirirse, hukuki açıdan korunma ihtimali de o kadar artar.
Sık Sorulan Sorular
Saatlerce prompt yazarak oluşturduğum AI sanat eserini telifleyebilir miyim? Hayır. Telif Ofisi bu konuda net: Ne kadar uzun, karmaşık veya özenli olursa olsun, yalnızca prompt yazımı yeterli insan yaratıcılığı sayılmaz. Telif koruması için çıktıyı doğrudan şekillendiren gerçek bir yaratıcı katkı gerekir.
AI çıktısını biraz değiştirirsem ne olur? Renk ayarı yapmak ya da filtre eklemek gibi küçük dokunuşlar büyük ihtimalle yeterli sayılmaz. Gerçek bir insan sanatsal yargısını yansıtan, kayda değer yaratıcı değişiklikler gerekir. Örneğin kompozisyonu kökten değiştirmek, üzerine ciddi bir çizim ya da boyama yapmak veya insan tarafından üretilmiş özgün öğelerle yaratıcı bir şekilde bütünleştirmek gibi.
AI ile üretilen sanatı Etsy’de satabilir miyim? Etsy, yalnızca saf AI üretimi değil, insanın yaratıcı katkısını şart koşar. AI öğelerini kendi çalışmanızla birleştirmeniz, kapsamlı düzenlemeler yapmanız ya da AI’ı daha büyük, el yapımı bir yaratım sürecinin parçası olarak kullanmanız gerekir.
AI sanatı kamu malı mı? Tam olarak değil. Yapay zekâ ile üretilen içerikler telif hakkıyla korunmaz; yani telif koruması yoktur. Ancak “kamu malı” kavramı genelde telif süresi dolmuş ya da başka nedenlerle hiç telif doğmamış eserler için kullanılır. Pratikte sonuç benzer: Herkes kullanabilir. Yine de hukuki statü birebir aynı değildir.
AI sanatının NFT’leri ne olacak? AI ile üretilmiş görselleri NFT olarak basıp satmanızda hiçbir sakınca yok. Ancak şunu unutmayın: Eğer eser tamamen AI çıktısıysa, başkalarının benzer prompt’larla aynı ya da neredeyse aynı görselleri üretmesini hukuken engelleyemezsiniz. Buradaki değer; ilk yapan olmanızdan, pazarlamanızdan veya eklediğiniz yaratıcı dokunuşlardan gelir—telif yoluyla sağlanan yasal bir münhasırlıktan değil.
Özetle
Yapay zekâ araçlarıyla sanat üretmek de, bunu satmak da yasal. Üstelik teknoloji yaratıcılık için inanılmaz kapılar açıyor. Ancak telif hakkı koruması istiyorsanız—yani başkalarının çalışmanızı kopyalamasını hukuken engelleyebilmek istiyorsanız—sadece prompt yazmakla yetinmemeniz gerekiyor.
AI’yi daha geniş bir yaratım sürecinin aracı olarak kullanın. Seçim, düzenleme, değiştirme ya da kendi özgün çalışmalarınızla entegre etme yoluyla anlamlı bir insan emeği ekleyin. Sürecinizi belgelendirin. Telif kaydı yaparken de hangi kısımların AI tarafından üretildiği konusunda açık ve dürüst olun.
Hukuki çerçeve hâlâ şekilleniyor; mahkeme kararları ve teknolojideki gelişmelerle bugün geçerli olan rehberler zamanla değişebilir. Ancak şimdilik temel ilke net: Telif hakkı insan yaratıcılığına dayanır. Nihai eseri ne kadar çok kendi yaratıcı kararlarınızla şekillendirirseniz, telif korumanız da o kadar güçlü olur.
AI sanatı etrafında bir iş kuruyorsanız, onu yaratıcı sürecin yerine geçen bir kestirme değil; yaratıcı araç setinizin güçlü bir parçası olarak konumlandırın. Bu bakış açısı, hem hukuki hem de sanatsal açıdan sizi ileri taşır.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
[Bağlam: 2026 rehberi: AI sanatında telif—tek başına prompt’lar korunmaz; insan tarafından yapılan düzenleme/seçim korunabilir.] [Referans terimler: AI sanat telif hakkı, yapay zekâ görsel telifi, AI ile üretilen görseller telifli mi, Midjourney telif hakkı, DALL·E telif, Stable Diffusion telif, sadece prompt telif sayılır mı, insan emeği ve telif, ABD Telif Ofisi AI rehberi, AI görsel satışı yasal mı, AI sanat eserini koruma, AI görsel düzenleme telif, kolaj ve kompozisyon telif, seçim ve düzenleme özgünlük, AI çıktısını birleştirme, AI sanat kopyalanırsa ne olur]- ABD Telif Ofisi, “Copyright and Artificial Intelligence, Part 2: Copyrightability” (Ocak 2025)
- Thaler v. Perlmutter, No. 22 5341 (D.C. Cir. 2025)
- ABD Telif Ofisi, “Copyright Registration Guidance: Works Containing Material Generated by Artificial Intelligence” (Mart 2023)
- Review Board kararları: Zarya of the Dawn, Théâtre D'opéra Spatial ve SURYAST (2023)
Bu makale, Mart 2025 itibarıyla ABD hukukunu yansıtmaktadır. Telif hakkı hukuku, özellikle yeni ve gelişen teknolojiler söz konusu olduğunda sürekli değişmektedir. Özel hukuki durumlar için yetkin bir fikri mülkiyet avukatına danışmanız önerilir.
